PARANIN TARİHÇESİ VE İLK BANKA

Antik çağda tek güvenli yer olan tapınaklar emanet yeri olarak kullanılmış ve bu koruma karşılığında parasını tapınağa teslim edenden belirli bir komisyon alınmıştır. Daha sonraları dünyanın yedi harikasından biri olan Efes Artemis Tapınağı rahiplerinin yatırılan para karşılığında bir yazılı belge verdiklerini ve bunun da dünyanın ilk seyahat çekleri olduğunu biliyoruz. Hatta tüccarlar yanlarında para taşımak için küçük miktarlarda yazılmış çekleri tercih etmekteydiler. Böylece ulusal ve uluslar arası ticaret kolaylaşmış oluyordu.

Yokluğu dert, varlığı ayrı dert olan paranın geçmişi de neredeyse insanoğlu kadar eski. Bir değişim birimi olarak bir metanın ilk kullanışı MÖ 9000 Yıllarına dayanmaktadır. Ama o zamanki para dört ayaklı ve hareket halinde. Hayvanların evcilleştirilmesi ile büyükbaş hayvanlar para gibi el değiştiriyor. Latince’de “Pecunia.” Para demek ve sığır anlamına gelen pecus kelimesinden türemiş. Günümüzde bazı Afrika ülkelerinde hala sığırların bir takas aracı olarak kullanılması bu sistemin pek te yabana atılmaması gerektiğini gösteren ilginç bir örnek.

MÖ 3000 li yıllarda Mezopotamya’da yazının bulunmasıyla bazı kayıtlar tutulmaya başlandı. Aynı zamanda tapınaklar da degerli eşyaları saklama gibi bir hizmet sunmaya başladılar. Bu yıllarda ilk muhasebe kayıtlarının tutulması nedeniyle bankacılıkta ilk tohumların atıldığını söyleyebiliriz. Hammurabi Kanunları modern bankacılık kanunlarının temeli sayıla bilecek maddeler içerirler.

MÖ 1000-500 Yılları arasında deniz kabuklarının para olarak kullanılması bildik para kavramına yavaş yavaş yaklaştığının ilk sinyallerini verir. Ancak değeri devlet tarafından garanti edilmiş bir sistem henüz ortaya çıkmamıştır.

Yıl MÖ 687 Batı Anadolu’da, sularından altın akan Paktolos Irmağı kıyısında yaşayan Lidyalılar dereye serdikleri koyun postlarını akşamları tarayarak elde ettikleri altını rafineriye götürüp satarlardı. Zamanla bu altınlardan ilk madeni parayı yapıp kullanıma soktular. Dünyada kullanılan değeri devlet tarafından garanti altına alınmış bu ilk para Lidya Kralı Karun’u dünyanın en zengin kralı yaptı.

Antik çağda tek güvenli yer olan tapınaklar emanet yeri olarak kullanılmış ve bu koruma karşılığında parasını tapınağa teslim edenden belirli bir komisyon alınmıştır. Daha sonraları dünyanın yedi harikasından biri olan Efes Artemis Tapınağı rahiplerinin yatırılan para karşılığında bir yazılı belge verdiklerini ve bunun da dünyanın ilk seyahat çekleri olduğunu biliyoruz. Hatta tüccarlar yanlarında para taşımak için küçük miktarlarda yazılmış çekleri tercih etmekteydiler. Böylece ulusal ve uluslar arası ticaret kolaylaşmış oluyordu.

Tapınak rahipleri başlangıçta %4 Faiz alıyorlardı ancak deniz ticaretinin desteklenmesi amacıyla kredi talebi gelince özellikle Ege ve Akdenizdeki korsanlık nedeniyle faizler %12 ye yükseldi. Bu faizler verilen krediden peşin olarak kesiliyordu. Tarım ,ticaret ve uluslar arası alanda açılan kredilerle zenginleşen bir tapınağın dünyanın yalnız yedi harikasından biri değil aynı zamanda en büyük bankalarından biri olarak da kabul edilmesi gerekir. Yine erken Hıristiyanlık döneminde İsa’nın Kudüs’te Büyük Tapınağa girerek para değiştiren tüccarların tezgahlarını devirmeside MS 30 yıllarında hala bir banka gibi kullanıldığını göstermesi açısından önemli bir olaydır.

Büyük İskender’in Persleri yenip hazinelerini ele geçirmesiyle antik ekonomide meydana gelen arz ve talep patlaması ancak Sanayi Devrimi ile tekrarlanmış olabilir. Ölümünden çok kısa bir süre önce İskender’in Mısırda kurduğu ve kendi adını verdiği İskenderiye, tüm ülkelerin boy boy gemileri tarafından ziyaret edilen, mal alınıp satılan büyük ticaret merkezlerinden biri oldu. Bunda şüphesiz Ptolemilerin her kentte ve köyde üretimi teşvik eden ve üretilen her şeyi satın alıp bunu uluslar arası alanda pazarlayan politikaları etkili olmuştur. İskenderiye de aynen Efes gibi bir bankacılık ve kredi merkezi durumundaydı.